Egzersiz Sırasında Maske Kullanımı
- Erman Üsküdarlı
- 20 Nis
- 3 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 22 Nis

Yapılan iki yeni çalışmada; yüksek şiddetli egzersizlerde maske kullanmanın çok az olumsuz etkisi bulunduğunu hatta aksine spor yaparken maske kullanmanın risklere karşı çok önemli bir tedbir olduğu belirlendi.
Pandemi sırasında egzersiz yapmak çoğumuz için zorlayıcı olmuştur. Spor salonları, parklar, havuzlar bu dönemde ya kapalı ya da sınırlı kullanım için açıktır. Bu alanlarda spor yapmak, sosyal mesafeyi koruma zorluğu nedeniyle işimiz güçleştirir.
Egzersiz yapan birçok insan; şiddetli egzersizler söz konusu olduğunda maskelerin yüzümüzü terleteceği, nefes almada zorluk yaşayacağımızı ve bu şekilde egzersiz yapmanın bizler için daha yorucu olacağını düşünür. Koşularımızın ve gezintilerimizin zamanlamasını ve yerini yeniden belirleyerek, daha az sayıda insanı görmeyi ümit ederek maske takmadan antrenman yapmayı düşünebilir ya da antrenmanlarımızı hiç yapmadan iptal ederiz.
Ancak maske kullanmanın egzersizi daha zor veya daha tatsız hale getireceğine düşünen bizler için, iki yeni çalışma bizlere farklı bir bakış açısı sunuyor. Yapılan çalışmada maskelerin, ister kumaş, ister cerrahi veya N95 modeli solunum cihazı modeli olsun, maskelerin antrenmanları olumsuz etkilemediğini tespit edildi. Bu bulgular sizi şaşırtırken, bu durum; koronavirüs vakaları dünya çapında artarken önümüzdeki haftalarda ve aylarda güvende ve aktif kalmayı uman tüm spor severleri cesaretlendirebilir.
Maske ile egzersizle konusu ile düşüncelerimizin çoğu anekdotlara ve önyargılara dayanmaktadır. Geçmişte çok az bilimsel çalışma, maskelerin antrenmanları olumlu ya da olumsuz etkileyip etkilemediğini inceledi.
Eylül ayında Scandinavian Journal of Medicine & Science in Sports’ta yayınlanan makaleye göre; çoğu İsrail’in Hayfa kentindeki Rambam Sağlık Kampüsü’ne bağlı olan araştırmacılar; kalp atış hızlarını, kan basıncı, oksijen satürasyonu, solunum hızlarını ve mevcut karbondioksit seviyelerini ölçtükleri 16 sağlıklı aktif yetişkin erkeği laboratuvara davet etti. Laboratuvarda üç farklı zamanda gönüllülerden sabit bir bisiklete binmelerini istendi.
Egzersiz sırasında cerrahi ve N95 solunum maskelerini kullanıldı.
Her testte araştırmaya katılan erkekler bisiklet testini tamamladılar; bu testte, araştırmacılar, uzun, amansız bir yokuş tırmanışındaymış gibi, sabit bisikletteki direnci, gönüllülerin pedalları zar zor çevirmeleri için kademeli olarak artırdı. Araştırmacılar baştan sona gönüllülerin kalp atış hızlarını, solunum hızlarını ve diğer fizyolojik değerlerini izlediler ve sürüş sırasında gönüllülere sürüşün ne kadar zor olduğunu defalarca sordular.
Testlerden birinde gönüllüler maskesiz, diğer iki testte ise tek kullanımlık bir kağıt cerrahi maske ya da yüze sıkı oturan N95 solunum maskesi kullandılar.
Biliminsanları, gönüllülerin her bisiklet testinde fizyolojik ve öznel reaksiyonlarını karşılaştırdı ve birkaç varyasyon buldu. Maske; bisiklet sürmeyi olumsuz etkilememiş ya da maske kullanmayanlara göre daha önce yorulmalarına neden olmamıştı. Tek önemli etki, N95 maskelerinin muhtemelen ağız bölgesine çok daha sıkı oturması nedeniyle gönüllülerin nefeslerinde karbondioksit seviyelerini biraz daha artırmasını neden olduğu görüldü. Ancak bu durum gönüllülerin hiçbirinde göğüs sıkışması, baş ağrısı veya diğer solunum sorunlarına neden olmadı.
Araştırmayı yöneten Rambam Sağlık Kampüsünde iç hastalıkları bölümünde görevli doktor Danny Epstein; “ Araştırmaya katılan gönüllülerin araştırmadan önce, maske kullanımından dolayı performanslarının azalacağına inandıklarını” belirtiyor.
Yine benzer bir çalışmada, Uluslararası Çevre Araştırmaları ve Halk Sağlığı Dergisi’nde yayınlanan bir makalede araştırmacılar; egzersizde maske kullanımının sporcuları rahatsız edeceği ve onları yoracağı hipoteziyle araştırmaya başladılar. 14 sağlıklı aktif erkek ve kadından oluşan bir grubu İsrail’de aynı antrenman şiddetinde bisiklete testine soktular. Gönüllüler dönüşümlü olarak testlerde maske, üç katmanlı bir bez veya cerrahi bir yüz maskesi kullanmadı. Araştırmacılar, gönüllülerin kanındaki ve kaslarındaki oksijen seviyelerini, kalp atış hızlarını, diğer fizyolojik ölçümleri ve egzersizde hissettikleri zorluk derecesini incelediler.
Araştırmacılar; hipotezlerinin aksine, maske takmış olsun ya da olmasın gönüllülerin performanslarında hiçbir farklılık bulamadılar.
Çalışmayı denetleyen Kanada Saskatchewan Üniversitesi’nde Kinesiyoloji Profesörü Philip Chilibeck; araştırmamızın sonuçlarına göre; kullanılan maskelerin antrenmanlarda sporcuların daha kötü hissetmesine neden olacağını düşünmediği ”belirtiyor. Yapılan her iki yeni çalışmada; sağlıklı aktif yetişkinler gönüllü olarak yer aldı. Daha yaşlı, daha genç, bir sağlık problemi olan ya da solunum problemi olan kişilerde sonuçların aynı olup olmayacağını henüz bilmiyoruz. Yapılan çalışmalarda sadece bisiklet testine yer verdik.
Hem Dr. Epstein hem de Dr. Chilibeck, sonuçların muhtemelen koşma, ağırlık antrenmanı ve diğer yüksek şiddetli egzersizlerde benzer olacağını söylüyor, ancak bu fikir şimdilik bir varsayım olarak kalıyor. Ve tabii ki, çalışmalarda, farklı yüz maskelerinin egzersiz sırasında solunum damlacıklarının yayılmasını önleyip engellemediğine ya da ne ölçüde engelleyeceğine değil, maskelerin kullanıcıyı nasıl etkilediği incelendi.
Yapılan araştırmalarda elde edilen bulgulara göre Dr.Epstein; N95 modeli maskenin bisiklet testine katılan gönüllülerin karbondioksit seviyelerini biraz yükselttiğini ve bu maskenin sporcuların spor yaparken değil her halükarda sağlık çalışanları tarafından kullanılması gerektiğini söylüyor.
Dr. Epstein; Covid-19 hayatımızın neredeyse her alanını değiştiriyor ve basit şeyleri daha karmaşık hale getiriyor ”diyor. “Ancak egzersiz gibi hayatımız için çok temel şeyleri yapmaya devam etmeyi öğrenmeliyiz. Bu yüzden spor salonlarında, patikalarda, yollarda ve kalabalık koşu parkurlarında maske kullanarak spor yapmaya alışmamız gerektiğini belirtiyor.
Comments