Hareketsiz Yaşam Problemleri ve Fiziki Egzersizin Hayatımıza Kazandırdıkları
- Erman Üsküdarlı
- 20 Nis
- 7 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 7 gün önce

Kullanılan gelişir, kullanılmayan ise kaybolur. (Tıbbın babası Hipokrat MÖ 460)
İnsan vücudu doğuştan gelen özelliklerinden dolayı sürekli hareket etme ihtiyacındadır. Modern hayatın getirdiği kolaylıklar sayesinde insanlar her geçen gün, daha az hareket eder duruma gelmiştir. Geniş kitleler gün boyu oturarak çalışmakta, geri kalan zamanda ise telefon, teknolojik cihazlar kullanma eğilimindedir.

Hareketsizliğin Neden Olduğu Etkiler
Şişmanlık, vücut yağlarının artması, kas kütlesinin azalması,
Fiziksel görünümün bozulması,
Kas – iskelet problemleri
Artan kemik erimesi
Bel ve sırt ağrıları
Dolaşım, Solunum ve Kalpte Oluşan Sorunlar :
Yüksek Tansiyon
LDL ve kolestrolün artması,
Çabuk yorulma
Arter duvarının yağlanması ve tıkanması
Kalp kasının zayıflaması
Kalp kasında sertleşme ve verimsizlik
Akciğer kapasitesinde azalma,
Akciğer kaslarında zayıflama
Dayanıklılığın azalması

Diğer Bozukluklar
Psiko – sosyal dengesizlik,
Sinir sisteminde gerginlik
Stres, şeker hastalığı
Sindirim sistemi bozuklukları
Uyku düzensizlikleri
Bağışıklık Sisteminin zayıflaması
Dünya Sağlık Örgütü (2017) verilerine göre fiziksel hareketsizlik (fiziksel aktivite eksikliği), küresel ölüm nedenleri arasında dördüncü önemli risk faktörü olarak belirlenmiştir. Dahası, fiziksel hareketsizliğin göğüs ve kolon kanserlerinin % 21-25’inin, şeker hastalığının % 27’sinin ve kalp hastalığının % 30’unun ana nedeni olduğu tahmin edilmektedir. Türkiye İstatistik Kurumu ‘nun (TÜİK) 2012 yılında açıkladığı istatistiklerde Türkiye’de 15 ve üzeri yaştaki nüfusun % 17,2’si obez olarak yer almaktadır. Bu dönemde kadınların % 20,9’unun, erkeklerin ise % 13,7’sinin fazla kilolu olduğu kaydedilmiştir. 2014 verilerinde; kadınların % 24,5’inin obez, % 29,3’ünün ise fazla kilolu olduğu görülmüştür. Erkeklerde ise bu oranlar sırasıyla % 15,3 ve % 38,2 olarak kayıtlara geçmiştir. 2014 yılı TUİK verilerine göre Türkiye’deki obez bireylerin oranı % 19,9 olarak açıklanmıştır.
Düzenli fiziksel aktivite yapılmadığı takdirde, vücut; yavaş yavaş gücünü, dayanıklılığını ve çalışabilme yeteneğini kaybeder. Amerikan Kalp Derneği verilerine göre; fiziksel olarak aktif ve sağlıklı, kilolu olan insanlar, aktif olmayan ve obez olanlardan yaklaşık 7 yıl daha uzun yaşamaktadırlar (AHA, Scientific Statement, 2010).
Kroner kalp hastalıklarına yakalanma oranı genç erkeklerde genç bayanlara göre daha fazladır. Örneğin; 44 ile 33 yaş arasındaki erkeklerin ölüm oranı kadınlara göre 6 kat fazladır. İlerleyen yaşlarda ise bu oran hemen hemen eşitlenmektedir. Kadınlardan salgılanan östrojen hormonu kroner kalp hastalıklarına karşı koruyucu bir etki yapar. Erkeklere enjekte edilen östrojen hormonu (eğer daha önce kalp krizi geçirmiş iseler) daha sonraları olabilecek kriz sayısını azaltmıştır. Kadınların menapoz dönenlerinden sonra östrojen seviyeleri birden bire düşer ve bu yüzden kroner kalp hastalıkları riski artış gösterir.

Türkiye Beslenme ve Sağlık Araştırması yayınlanmamış ön raporuna göre;
12 yaş ve üzer bireylerin;
% 71,9’u egzersiz yapmazken,
% 9,7’si haftada 1-2 kez
% 10.8’i ise her gün egzersiz yapmaktadır.
Tv, bilgisayar ve internet başında geçirilen ortalama süreler ise;
2-5 yaş için gün içinde 3,4 saat
6 -11 yaş için ise günde 6 saattir.
Bu şartlarda çocukların hareketsizliğin olumsuz etkilerinden korumak mümkün müdür ?

2015 yılı TUİK verilerine göre, Türkiye nüfusu 78 milyon 741 bin 53 kişi olarak aynı yıla ait toplam sağlık harcamaları ise 82.121 milyon TL olarak açıklanmıştır. Bu verilere göre 2015 yılında Ülkemizde kişi başına toplam sağlık harcaması 1036 $ olmuştur.

Egzersizin Fizyolojik Etkileri
Egzersiz bedenin özellikle, iskelet ve kalp solunum sisteminde fizyolojik değişiklikler yaratır.
Egzersize bağlı değişiklikler sıklığa, süre ve özellikle antrenmanın yoğunluğuna ve katılıma bağlıdır.
Egzersizlerin etkileri, antrenman kesildikten birkaç hafta sonra kaybolur.
Egzersizin etkileri haftada bir ya da iki kez yapılan yüklenmeler ile korunabilirler.
Egzersizin Etkileri (Uyum)
Antrenmana bağlı değişiklikler;
Doku sisteminde biyokimyasal değişimler
Sistemsel düzeyde, yani oksijenin taşıma sistemi dahil olmak üzere dolaşım ve solunum sistemindeki değişimler
Kan kollestrol, trigliserit düzeyleri, kan basıncı ve ısı aklimatizasyonu üzerine değişimler. Antrenmanın etkileri antrenman tipine, aerobik (dayanıklılık) ya da anaerobik (sprint) oluşuna bağlı değişir.

Biyokimyasal Değişimler
Aerobik Değişimler
Dayanıklılık antrenmanı programının sonucunda kas ve iskelette üç temel aerobik uyum gerçekleşir.
Artmış Miyoglobin İçeri : Antrenmanlardan sonra iskelet kasındaki miyoglobin içeriği belirgin bir şekilde arttığı görülür.
Karbonhidratların Artmış Oksidasyonu: Antrenman oksijen varlığında glukojeni iskelet kasında yıkma kapasitesini arttırır. Buna bir kanıt maksimal aerobik tüketiminin (max VO2) artmasıdır.
Yağların Artmış Oksidasyonu

Anaerobik Değişiklikler
ATP – PC sistemin kapasitesinin artışı
Kaslardaki ATP – PC sisteminin kapasitesinin artması
ATP’nin enzimler yoluyla toparlanmasının hızlandırılması
Glikoz kapasitesinin artması
Glikolatik enzim aktivitelerinin artışı

Hızlı ve Yavaş Kasılan Liflerdeki Değişiklikler
Her iki kas lifinde de eşit oranda aerobik kapasite artışı olur.
Hızlı kasılan kas liflerindeki glikoliz kapasitesindeki artış daha fazla olur.
Hızlı kasılan kas liflerinde sprint antrenmanı sonucu hipertrofi oluşur, yavaş kasılan kas liflerinde dayanıklılık antrenmanı sonucu hipertrofi oluşur.
Kalp Kas, Solunum Sistemindeki Değişiklikler
Antrenman sonucunda oluşan bu değişiklikler çoğunlukla oksijen taşıma sistemini etkiler. Oksijen taşıma sistemi, dolaşım solunum ve hücresel faaliyetlerle çalışan kaslara oksijen gönderme görevini üstlenir.
Kalp Kas Solunum Sisteminde İstirahat Halindeki Değişiklikler
Dinlenme sırasında gözle görülen beş ana değişiklik mevcuttur. Kalp kasındaki büyüme
Kalp atım sayısının düşmesi
Kapsamının artması (kalbin bir kerede pompaladığı kan miktarı)
Kan Hacminin ve hemoglobin sayısının artması
İskelet kaslarındaki değişiklikler
Solunum Değişiklikleri
Maksimal dakika solunumu artar
Tidal Volüm Artar
Nefes sıklığı artar
Vantilatör verim artar
Akciğer hacmi artar
Difüzyon kapasitesi artar
Antrenmanlarda Maksimal Çalışma Sırasındaki Değişiklikler
Maksimal VO2 artar
Toplam kan akışı artar
Kaslar tarafından çıkarılan oksijen artar
Laktik asit üretimi artar
Glikoliz enzim aktiviteleri artar
Kardiak çıktı artar
Stroke Volüm artar
Kardiak hipertrofi
Miyokardiyal kasılma artar
Kalp atım sayısında değişiklik olmaz veya çok az olur
Kalp hacmi artar
Sempatik Uyarı azalır
Atrial atım düşer
Çalışan kaslara akan kan miktarında değişiklik olmaz
Kan akışı geniş kas kütlelerine yayılır.

Diğer Sistemlerde Meydana Gelen Değişiklikler
Toplam vücut yağı azalır
Toplam vücut ağırlığı azalır
Kan kolestrol ve trigleserit seviyeleri azalır
İstirahat kan basıncı ve egzersiz kan basıncı azalır
Isı aklimatizasyonu artar
Kemikler, eklemler ve tendonlar kuvvetlenir.

Düzenli Egzersiz Yapan Kişilerde Azalan Değerler
Kalp krizi riski
Kalp krizi geçirmiş kişilerin tekrar kalp krizi geçirme riski
Yüksek Tansiyon Riski
Kadınlarda hamilelikten kalan sırt ağrıları
Stresten kaynaklanan baş ağrıları
Dinlenik kalp atım hızı
Osteorisden dolayı oluşan ekleme dejenerasyonunda
Kanser risklerinde (kolon, prostat, göğüs gibi)
Bel ve sırttaki kaslardan kaynaklanan ağrılarda
Yağlanma riskinde
Solunum kasları güçlenirken istirahat solunumunda
Kandaki kolestrol seviyesi
Lipoproteinler azalır
Düzenli Egzersizin Hastalıklar Üzerine Etkisi
Kroner Kalp Rahatsızlığı Engelleyici, iyileştirici, tanılayıcı

Yüksek Tansiyon Engelleyici, iyileştirici,
Obezite Engelleyici, iyileştirici,
Felç Engelleyici, iyileştirici,
Çevresel Vasküler Rahatsızlık Engelleyici, iyileştirici,
Bağırsak kanseri Engelleyici, iyileştirici,
Göğüs kanseri Engelleyici, iyileştirici,
Prostat Engelleyici, iyileştirici,
Akciğer Engelleyici, iyileştirici,
İnsüline bağlı olmayan şeker hastalığı Engelleyici, iyileştirici,
Kemik sertleşmesi Engelleyici, iyileştirici,
Bel Ağrısı Engelleyici, iyileştirici,
Astım Engelleyici, iyileştirici,

Çocuk ve Spor
Amerikan Ulusal Spor ve Beden Eğitimi Derneğinin bildirgesinde, ilkokul çocuklarının günde en azından 60 dakika fiziksel aktiviteye katılması, bu egzersizler arasında en az 10 – 15 dakikalık bölümünün yüksek şiddetli yüklenmeler şeklinde olması, aktivitelerin tekdüze olmaktan ziyade çeşitlilik göstermesi gerektiği vurgulanmaktadır. Doğasında aktif olma özelliği gösteren çocukların bu çeşit katılımla öğrenme süreçlerinin de olumlu yönde etkileneceğine, hareketsizliği öğrenmek yerine aktiviteyi öğrenen çocuğun bu tür yaşam biçimini tercih etme olasılığının yüksek olacağına dikkat çekilmelidir.

Atatürk Türkiye’sinin Beden Eğitimi öğretmenlerinden Zehra Cemal 1935 yılında yayınlanan bir yazısında konuya şöyle yaklaşmaktadır. “ İlk ve ana okullarındaki beden eğitim derslerinde amaç çocuklara ölçülü bir disiplin altında bedensel dayanıklılık ve becerilerini geliştirme olanağı sunmak, bazı oyunlar yoluyla birlikte çalışmaya özendirmek ve sosyalleşmelerine zemin hazırlamaktır. Haftada iki saat yapılan beden eğitimi derslerinin bunu sağlaması mümkün değildir”.

Okul içi etkinliklerin beklendiği kadar yüksek şiddette olmadığı, başka bir deyişle yeterli gelişim sağlayacak uyaran oluşturmadığı düşünülmektedir. Çocuklara okul dışı serbest zamanlarında etkinliklere katılmanın özendirilmesi büyük önem taşımaktadır. Telama “okul içi uygulamalarda bazı becerilerin geliştirilmesinin hedeflenmesi ve bunların gelişiminin ise “ ev ödevi” şeklinde egzersizler vererek sağlanabileceği üzerinde durmaktadır.

Çocuk ve fiziksel etkinlikler bağlamında bazı temel kavramlar şöyle sıralanabilir.
Çocuklar kalıtsal olarak aktiftirler
Yetişkinlere göre daha kısa süren konsantrasyon gösterirler.
Çeşitlilik gösteren fiziksel aktivite deneyimi çocuklar için önemli bir ihtiyaçtır.
Fiziksel etkinlik yalnızca oyun – spor değil aynı zamanda bir öğrenme yoludur.
Düzenli fiziksel etkinliklere katılım çocuk yaşta öğrenilir. Katılım şansı olmayanlar ise hareketsizliği öğrenir.
Aile bireyleri aktif olan çocukların spora katılım eğilimleri yüksektir.

Sonuç olarak çocukların daha yaygın şekilde spora ve bedensel etkinliklere katılabilmesi için yapılması gerekenler;
Okul içi ve dışı etkinliklere zaman ayrılması
Etkinlikler mümkünse çocukların bireysel ihtiyaçlarına göre ele alınması
Fiziksel etkinlikler açısında çeşitlilik sunulmalı ve seçme şansı tanınması
Elde alınacak sonuçlara göre değil, gelişime göre geri bildirim sağlanması, böylece sadece başarıya yönlendirme yapılmasının engellenmesi
Geliştirilmesi planlanan öğelerin bir süreklilik göz önüne alınarak desteklenmesi
Çocuklara aktif rol (katılım) modeli sunulması,
Yaşam boyu etkinlik hedeflenmesi
Okul dışı zamanların değerlendirilmesinin dikkate alınmasıdır.
Beden Eğitimi ve Spor Aktivitelerinin Çocuk Gelişime Katkıları

Duyuşsal Gelişim
Çocukların mutlu ve yardımsever olmalarına yardım eder. Arkadaşlarının haklarına ve fikirlerine saygı duymayı öğretir.
Olumlu benlik davranışını geliştirir.
Bireyin kuvvetli ve zayıf yönlerini gerçekçi bir bakış açısı ile tanımasına yardım eder.
Sorunlarla başa çıkmayı öğrenmelerine rehberlik eder.
Sosyal yeterlilik becerilerinin gelişimini sağlar

Psikomotor Gelişim
Temel hareketlerin gelişmesine katkıda bulunur.
Küçük ve büyük kas koordinasyonunun gelişimini destekler.
Fiziksel uygunluk düzeyini artırır.
Bedenin farkında olmayı geliştirir.
Yaşam boyu spor alışkanlığının temeli atılır.

Bilişsel Gelişim
Araştırıcı düşünceyi geliştirir. Yaratıcılığı destekler.
Problem çözme yeteneğinin gelişmesini destekler.
Bilişsel yetenekleri canlı tutar.
Kavram gelişimini destekler.

Çocuk ve gençlerin fiziksel aktivite ya da egzersizlerinin sistematik planlanmasında;
Gelişim durumları ve şartları dikkate alınmalı
Çocukların ve gençlerin sportif gelişimlerinde aksaklıklara neden olmamak için çok erken yaşlarda özelleşmemeye gitmemeli
Kısa vadeli başarılar amaçlanarak planlama yapılmamalı
Temel oluşturucu ve çok yönlü bir planlama yapılmalı.
Satranççılar için fiziki egzersizlerin önemini daha önceki yazılarımda bu konuda yapılan araştırmalarla ile birlikte paylaşmıştım.

Satranççılar için Evde Uygulanabilecek Pratik Egzersizler
2013 yılında Türkiye Küçükler Satranç Şampiyonası sırasında Spor Kondisyonerimiz Murat Atıl’la beraber planladığımız ve sporcularımızın rahat bir şekilde evde uygulayabilecekleri egzersizler eski milli atlet Hamza Alakuştekin tarafından uygulanmıştı. Bel – sırt bölgesi, karın bölgesi, bacak kasları, esneklik egzersizleri ve yanlış uygulanan hareketlerin yer aldığı videolar aşağıda yer almaktadır.
Bel ve Sırt Egzersizleri
Bacak Egzersizleri
Karın Bölgesi Egzersizleri
Esneklik Egzersizleri
Yanlış Uygulanan Egzersizler
Kaynaklar
Ergen, E. ‘Spor Bilimleri ve Hekimliği Yazıları’ Nobel Yayınevi, 2004, Ankara. Fox, Bowers, Foss ‘Beden Eğitimi ve Sporun Fizyolojik Temelleri’ Bağırgan Yayınevi, 1999, Ankara
Günay, M. Cicioğlu, İ.Şıktar, E. Şıktar E. ‘Çocuk, Kadın, Yaşlı ve Özel Gruplarda Egzersiz’ Batman Belediyesi Spor Kulübü Eğitim, Kültür ve Spor Yayınları, 2017 Ankara.
Karacabey, K. Özmerdivenli, R. ‘ Sağlıklı Yaşam ve Spor’ Batman Belediyesi Spor Kulübü Eğitim, Kültür ve Spor Yayınları, 2017 Ankara.
Komaroff, A. ‘Harvard Medical School Family Health Guide’ Free Press, 2004. USA
Comments